Genel Olarak Malvarlığına Karşı İşlenen Suçlar

Malvarlığına karşı işlenen suçlar 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda ikinci kitap (özel hükümler), ikinci kısım (kişilere karşı suçlar) onuncu bölümde düzenlenmiştir. Hırsızlık suçu da malvarlığına karşı işlenen suçlar bölümünde ele alınmıştır.
Özel hukuk bağlamında malvarlığı ekonomik bir değere sahip olan yani para ile ölçülebilen hukuki ilişkiler bütünü olarak tanımlansa da söz konusu Ceza Hukuku olduğu zaman bir maddi değere sahip olmayan şeyler de değerlendirilebilir veya bir değere ilişkin olduğu takdirde malvarlığı sayılarak korunacaktır.

Örneğin hiçbir maddi değere sahip olmamasına karşın hatıralar ile dolu bir günlük, dini bir anlam içeren parşömene yazılmış dua ya da şans getirdiğine inanılan bir nesne bir değere ilişkin ya da değerlendirilebilir kabul edilecek ve ceza hukuku bağlamında malvarlığı kabul edilerek korunacaktır. Buna karşın bir maddi değeri olmayan saç tokası veya kurşun kalemi izinsiz bir şekilde kullanmak amacıyla alan kişinin hırsızlık yaptığı düşünülmemelidir.

Hırsızlık Suçuna Genel Bakış

I. Korunan Hukuki Yarar

Hırsızlık suçu, hukuki değer bakımından mülkiyet hakkını ve buna bağlı olarak daha geniş kapsamda zilyetlik hakkını korur.
Kanımızca zilyetliğin hukuka aykırı ya da uygun olarak elde edilmesinin bir önemi bulunmamaktadır. Örneğin daha önce çalınmış olan bir cep telefonunun tekrar çalınmış olması durumunda da üçüncü kişi açısından hırsızlık suçu oluşacaktır.

Malı kendisinden çalınan kişinin, söz konusu malı hırsızdan geri alması hırsızlık suçunu oluşturur mu? Bu soruyu iki farklı faraziye göre değerlendirmek gerekir. Hırsızlık suçunun tamamlanmasının hemen ardından malikin malını geri alması malikin malını korumak amacıyla gerçekleştirdiği bir hamle olduğundan şüphesiz hırsızlık suçunu oluşturmayacaktır. Araya belli bir süre girmesi durumunda da (Örneğin bisikleti çalınan malikin olaydan bir hafta sonra hırsızı bisikletini sürerken görmesi durumunda) kanunda hırsızlık suçu “başkasına ait taşınır bir malı kendisine ya da bir başkasına yarar sağlamak amacıyla” şeklinde ifade edildiğinden malik açısından hırsızlık suçu oluşmayacaktır. Çünkü malik zaten kendisine ait olan bir malı geri alarak mülkiyet hakkını korumuştur.1

II. Fail ve Mağdur

Hırsızlık suçunun faili ve mağduru herkes olabilir. Ayrıca hırsızlık suçunun işlenmesi sonucunda tüzel kişi lehine haksız olarak menfaat sağlanıyorsa bu durumda tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.2

III. Maddi Unsur

Hırsızlık suçunun konusunu başkasına ait taşınır mal oluşturur. Yukarıda da belirtildiği üzere söz konusu taşınırın belli bir ekonomik değerinin bulunması gerekmemektedir. Kişide hatırası olan herhangi bir şey (günlük, mektup, saç teli, yazıt gibi) bu suçun konusunu oluşturur.

TCK 145. Madde de çalınan malın değerinin ekonomik açıdan az olması ayrıca düzenlenmiştir. Bu maddeye göre hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı sebebiyle verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak ceza vermekten de vazgeçilebilir.

Hırsızlık suçu neticesi harekete bitişik (sırf hareket) suçtur. Malın bulunduğu yerden ilgilinin rızası dışında icrai olarak alınmasının sonucunda hırsızlık suçu işlenmiş sayılır. (Failin icra hareketlerine doğrudan doğruya başlayıp da tamamlayamaması durumunda teşebbüs kurumu gündeme gelecektir. Teşebbüs alt başlığında anlatılacak.)

IV. Manevi Unsur

Kanun koyucu hırsızlık suçunu tanımlarken “kendisine veya başkasına yarar sağlamak” ifadelerini kullanmıştır. Bu ifadeden yola çıkarak hırsızlık suçunun özel kastla işlenebildiği sonucuna varılmalıdır.

Madde metninde yer alan “yarar sağlamak” ifadesi ile kast edilen maddi bir yarar olabileceği gibi manevi bir yararda olabilir. Burada önemli olan failin mal üzerinde adeta bir malik gibi tasarrufta bulunma isteğidir.

Bir kimse, bir başkasına ait olan fakat kendisinin sandığı malı bulunduğu yerden alırsa hırsızlık suçunun manevi unsuru olan özel kastla hareket etmediği için ve TCK m.30/1’e göre esaslı hataya düştüğünden cezalandırılmaz. Örneğin bir bankta yan yana oturan iki kişinin de aynı cep telefonuna sahip olması sonucunda cep telefonlarının karışması durumunda esaslı hata söz konusudur.
Kişinin bir malı gececi bir süre kullanmak için bulunduğu yerden ilgilinin rızası dışında alması durumunda TCK m.146 gereğince kullanma hırsızlığı suçu oluşur. Bu durumda suç takibi şikâyete bağlı bir hale gelir ve verilecek ceza yarı oranına kadar indirilebilir. Malın suç işlemek amacıyla kullanılması durumunda 146. Madde uygulanmayacaktır.

Kullanma hırsızlığına ilişkin bir Yargıtay kararı:

“…Müştekiye ait otoparkta işçi olarak çalışan sanığın, katılan tarafından otoparka bırakılan ve kendisine teslim edilmeyen katılana ait otomobili terminale kolisini götürmek amacı ile otoparktan çıkarıp otopark sahibinin ve katılanın rızası olmadan alıp geçici bir süre kullanıp iade edilmek üzere işlediği eyleminin kullanma hırsızlığı suçunu oluşturduğunun gözetilmelidir…”3

V. Teşebbüs Hali

Failin, zilyedin rızası olmadan bir malı kendisi ya da başkasının yararına kullanmak maksadıyla bulunduğu yerden almak için icra hareketlerine doğrudan doğruya başlaması durumunda icra hareketleri failin elinde olmayan sebeplerden dolayı tamamlanamaz ise teşebbüs söz konusu olur.

Örneğin bir kasayı soymak üzere icra hareketlerine başlayan failin kullanmış olduğu maymuncuğun kırılması sebebiyle kasayı soyamaması ve bu sırada yakalanması durumunda TCK m.35 gereğince teşebbüs hükümleri uygulanacaktır.

Ayrıca teşebbüs kurumunun varlığı için belirtilmesi gereken bir diğer husus, failin bulunduğu yerden zilyedin rızası dışında aldığı malı kendi egemenlik alanına sokup sokamadığıdır. Yargıtay içtihatlarına göre fail aldığı malı üzerinde özgürce tasarruf edebileceği bir yere götürene kadar suç tamamlanmamış sayılacak ve bu biçimde yakalan fail açısından hırsızlığa teşebbüs suçu oluşacaktır.
Örneğin bir saatçi den saat çalan failin dükkândan çıktıktan çok kısa bir süre sonra dükkân sahibi tarafından yakalanması durumunda failin aldığı saatten özgürce tasarruf etme imkânı bulunmadığından bir başka ifadeyle hırsızlık suçunun neticesi (yarar sağlamak) gerçekleşmediğinden hırsızlığa teşebbüs söz konusu olacaktır. Bir başka örnek ile devam edelim:

A, arkadaşının doğum günü için davet edildiği B’nin evine gider. B’ye gelen hediyelerden birisi olan cep telefonunu çok beğenir ve B’nin rızası olmadan alarak cebine koyar. Bir süre sonra B cep telefonunu koyduğu yerde bulamaz ve zaten kendisinin davet etmediği A’dan şüphelenerek üzerini arar. Arama sonucunda cep telefonunu A’nın pantolonunun cebinde bulur.

Bu olayda A, çaldığı cep telefonunu B’nin (mağdurun) evinden henüz çıkartamamışken yakalanmıştır. Mağdurun hâkimiyet alanından çıkmayan ve failin hâkimiyet alanına girmeyen malın bulunduğu yerden alınması hırsızlığa teşebbüs suçunu oluşturacaktır.

VI. İştirak

Bazı suç tipleri için “suçun birden fazla kişiyle işlenmesi” cezayı ağırlaştıran nitelikli hal olarak belirtilmiştir.4 Hırsızlık suçu içinse iştirak bir özellik arz etmez. Hırsızlık suçunu gerçekleştiren birden fazla fail, eylem üzerinde ortak hâkimiyet kuruyorsa TCK m.37 hükümleri uygulanacak ve her fail işlenen suçtan sorumlu olacaktır. Ayrıca azmettiren ve yardım eden olarak da bu suça iştirak etmek mümkündür.

VII. İçtima

Yasa koyucu hırsızlık suçunun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hallerini TCK m.142’de düzenlemiştir. TCK m. 142/4 gereğince hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığının ihlali ya da mala zarar verme suçunun işlenmesi durumunda bu suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturmanın yapılabilmesi için şikâyet şartının aranmaz.

Örneğin konutta gerçekleştirilen bir hırsızlık suçu nedeniyle fail hem hırsızlık suçundan hem de TCK m. 116’da düzenlenen konut dokunulmazlığının ihlali suçundan; bir arabanın camını kırmak suretiyle içerisinden cüzdanın çalınması durumunda fail hem hırsızlık hem de TCK m. 151 gereğince mala zarar verme suçundan sorumlu olacaktır.

Hırsızlığa konu olan malın zarar görmesi durumunda ayrıca mala zarar verme suçundan dolayı ceza verilmez. Örneğin bir teknoloji marketten çalınan televizyonun taşınırken camının kırılması durumunda mala zarar verme suçundan dolayı ceza verilmeyecektir.
Hırsızlık suçunun aynı suç işleme kararı kapsamında, aynı kişiye farklı zamanlarda işlenmesi durumunda müteselsil (zincirleme) suç hükümleri uygulanacak ve faile cezası arttırılarak tek bir hırsızlık suçundan dolayı ceza verilecektir.

Örneğin bir hafta içerisinde aynı eve aynı suç işleme kararı kapsamında girilip kasadan para çalınması durumunda TCK m.43 gereğince zincirleme suç hükümleri uygulanacaktır.

VIII. Gönüllü Vazgeçme

Gönüllü vazgeçme TCK m.36’da düzenlenmiş bir genel hüküm olduğundan hırsızlık suçunda da uygulama alanı bulacaktır. Gönüllü vazgeçme hükümlerinin uygulanması için suçun icrasına başlamış failin dışarıdan bir tesir olmaksızın icra hareketlerinden vazgeçmesi ya da neticenin gerçekleşmesini engellemesi gerekmektedir. Bu durumda fail teşebbüsten değil, vazgeçtiği ana kadar olan suç teşkil eden eylemeleri sebebiyle cezalandırılır.

Bu hükmü hırsızlık suçu bakımından ele alırsak örneğin failin hırsızlık yapmak maksadıyla bir büfenin kepengini kırması ancak icra hareketlerinden kendiliğinden vazgeçerek neticenin gerçekleşmesini engellemesi durumunda fail hırsızlığa teşebbüs suçundan değil, o ana kadar tamamlamış olduğu mala zarar verme suçundan dolayı cezalandırılacaktır. 5

Karşı örnek olarak ise failin bir eve girdikten sonra ev sahibinin kendisini fark etmesi sebebiyle hırsızlık yapmaktan vazgeçmesini gösterebiliriz. Bu durumda fail icra hareketlerini kendiliğinden değil, bir dış sebep nedeniyle sonlandırdığından gönüllü vazgeçme söz konusu olmayacak ve fail hırsızlığa teşebbüs suçundan cezalandırılacaktır.

IX. Etkin Pişmanlık

Etkin Pişmanlık suç bütün unsurlarıyla birlikte tamamlandıktan sonra failin işlediği suçtan dolayı tamamen hür iradesiyle pişman olarak fiilinin meydana getirdiği olumsuzlukları gidermesi ya da soruşturma ve kovuşturma aşamalarında ceza adaletine olumlu davranışlarla katkıda bulunması durumunda ortaya çıkan bir kurumdur. Etkin pişmanlık bir genel hüküm olmadığından yalnızca kanunda belirtilen suçlar söz konusu olduğunda uygulama alanı bulur. Hırsızlık suçu, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanacağı bir suç türüdür.

Hırsızlık suçlarında suçun işlenmesi sırasında meydana gelen “diğer zararlar” ayrıca “mala zarar verme” suçu kapsamında göz önüne alınacağından, çalınan malın kendisinin iade edilmesi veya tazmin edilmesi halinde fail hakkında etkin pişmanlık hükümlerini uygulamak suretiyle cezada indiririm yapılması gerekmektedir.6

TCK 168:
(1) Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs (Mülga ibare :02/07/2012-6352 S.K./84.md.) suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.

(2) Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir.

(3) Yağma suçundan dolayı etkin pişmanlık gösteren kişiye verilecek cezanın, birinci fıkraya giren hallerde yarısına, ikinci fıkraya giren hallerde üçte birine kadarı indirilir.

(4) Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranır.

(5) (Ek fıkra: 02/07/2012-6352 S.K./84.md.) Karşılıksız yararlanma suçunda, fail, azmettiren veya yardım edenin pişmanlık göstererek mağdurun, kamunun veya özel hukuk tüzel kişisinin uğradığı zararı, soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde kamu davası açılmaz; zararın hüküm verilinceye kadar tamamen tazmin edilmesi halinde ise, verilecek ceza üçte birine kadar indirilir. Ancak kişi, bu fıkra hükmünden iki defadan fazla yararlanamaz.

X. Ceza Sorumluluğunu Kaldıran ve Azaltan Sebepler

Bu sebepler TCK genel hükümlerde düzenlendiği için hırsızlık suçunda da uygulama alanı bulacaktır. Ayrıca TCK m.147’de özel bir zorunluluk hali düzenlemesi de bulunmaktadır. Bu maddeye göre hırsızlık suçunun ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak için işlenmesi halinde, olayın özelliğine göre verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi ceza vermekten de vazgeçilebilir.

Örneğin gece yarısı ateşlenen bebeğinin havale geçireceğinden korkan annenin izinsiz bir şekilde evde olmayan komşusunun kapısını kırarak evine girmesi ve ateş düşürücü çalması durumunda bir zaruret hali bulunduğundan hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlali ve mala zarar verme suçlarından cezalandırılmaması gerekir. Ayrıca belirtmemiz gerekir ki olayda ki annenin eylemi haksızlık vasfını koruduğundan kırdığı kapının bedelini ödemesi gerekir.

XI. Daha Az Cezayı Gerektiren Haller

Daha az cezayı gerektiren haller TCK m.144’te düzenlenmiştir.

TCK 144/1-a da yapılan düzenlemeye göre hırsızlık suçunun paydaş ya da elbirliği ile malik olunan mal üzerinde işlenmesi durumunda failin hırsızlığa konu olan mala paydaş veya elbirliği ile tamamen olmasa da kısmen malik olduğundan şikâyet üzerine fail hakkında iki aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur.

TCK 144/1-b de yapılan düzenlemeye göre bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla hırsızlık suçunun işlenmesi durumunda şikâyet halinde fail hakkında iki aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur.

Suçun Nitelikli Halleri

Hırsızlık suçunun nitelikli halleri 142. Ve 143. (Suçun gece vakti işlenmesi) maddelerde belirtilmiştir. Şimdi bu maddeleri tek tek inceleyelim.

A- Hırsızlık Suçunun Kime Ait Olursa Olsun Kamu Kurum ve Kuruluşlarında veya İbadete Ayrılmış Yerlerde Bulunan ya da Kamu Yararına veya Hizmetine Tahsis Edilen Eşya Hakkında İşlenmesi (142/1-a)

Bu nitelikli hale göre kamu kurum ve kuruluşlarında ya da hangi dine ait olursa olsun ibadethaneler de gerçekleştirilecek hırsızlık suçu sonucunda daha ağır bir cezaya hükmedilir. Söz konusu eşyanın bahsedilen kurumlara ya da kişiye ait olmasının bir önemi yoktur. Örneğin camiden bir tespihin çalınması durumunda bu nitelikli halin uygulanması için, tespihin camiye ait olmasının bir önemi bulunmamaktadır. İbadet eden herhangi birine ait olabilir.

Hırsızlık suçunun kamu yararına veya hizmetine tahsis edilen eşya hakkında işlenmesi durumunda da söz konusu malın açık ya da kapalı olarak koruma altına alınmış olmasının, malın bulunduğu yerin bir önemi bulunmamaktadır. Burada üzerinde durulması gereken konu madde de belirtilen malın kamu hizmetine ya da yararına tahsis edilmiş olmasıdır. Yani malın devlete ya da özel kişiye ait olmasının bir önemi yoktur.7 Aranan tek şart, hırsızlık suçunun gerçekleştiği anda malın bedeli karşılığında ya da bedelsiz olarak herkesin yararlanmasına sunulmuş olmasıdır. Örneğin yoldan bir trafik levhasının çalınması durumunda da, özel bir hastaneden tıbbi bir cihazın çalınması durumunda da bu nitelikli hal uygulanacaktır.

B- Hırsızlık Suçunun Halkın Yararlanmasına Sunulmuş Ulaşım Aracı İçerisinde Veya Kalkış Yerlerinde Bulunan Eşya Hakkında İşlenmesi (142/1-c)

Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için söz konusu aracın umuma tahsis edilmiş olması gerekmektedir. Aracın türü bir önem arz etmemektedir. Ayrıca çalınan eşyanın mürettebata (muavin, hostes, kaptan vs.) ya da yolculara ait olması bir önem arz etmemektedir. Madde de bahsedilen kalkış yerleri ifadesi ise otobüsün mola yeri, havalimanı, gar gibi yerleri kapsamaktadır.

C- Hırsızlık Suçunun Bir Afet Veya Genel Bir Felaketin Meydana Getirebileceği Zararları Önlemek Veya Hafiflet Maksadıyla Hazırlanan Eşya Hakkında İşlenmesi (142/1-d)

Kanun koyucu, madde metninde belirtilen nitelikli halin uygulanması için söz konusu eşyanın gerçek ya da tüzel; kamu ya da özel kişinin zilyetliğinde olması şartını aramamıştır. Örneğin belediye tarafından dağıtılan deprem çadırlarının bulunduğu kamptan çalınması da kişinin olası bir depreme yönelik hazırlamış olduğu ilk yardım setinin çalınması da bu nitelikli halin uygulanmasına sebebiyet verir.

D- Hırsızlık Suçunun Adet Veya Tahsis Veya Kullanımları Gereği Açıkta Bırakılmış Eşya Hakkında İşlenmesi (142/1-e)

Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için söz konusu taşınırın adet ya da kullanımı gereği dışarıda bırakılması gerekir. Örneğin bir biçerdöverin tarlada bırakılması durumunda bu nitelikli hal uygulanabilecekken bir cep telefonunun dışarıda bırakılması durumunda uygulanmayacaktır.

Not: 141/1-B,1-F bentleri mülga edilmiştir. Yukarıda belirtilen nitelikli hallerin uygulanması durumunda 3 – 7 arası hapis cezasına hükmolunacaktır.

E- Hırsızlık Suçunun Kişinin Malını Koruyamayacak Durumda Olmasından Veya Ölmesinden Yararlanarak İşlenmesi (142/2-a)

Bu nitelikli hal kişinin sarhoş, baygın, aşırı elem, ağır hastalık durumunda olması durumunda uygulama alanı bulacaktır.
Kişinin ölmesinden yararlanarak hırsızlık suçunun işlenmesi durumunda da bu nitelikli hal uygulanacaktır.

Ayrıca belirtmeliyiz ki bu nitelikli hallerin uygulanabilmesi için, kişinin bulunduğu duruma fail tarafından getirilmemiş olması gerekmektedir. Örneğin birisinin malını çalmak için cinayet işlenmesi durumunda nitelikli kasten öldürme ve yağma suçları oluşacağından verilecek hüküm de bu maddeler çerçevesinde belirlenecektir.

F- Hırsızlık Suçunun Elde Veya Üstte Taşınan Eşyayı Çekip Almak Suretiyle ya da Özel Beceriyle İşlenmesi (142/2-b)

Hırsızlık suçunun elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle işlenmiş olması durumunda dikkat edilmesi gereken husus cebir kullanılıp kullanılmadığıdır. Örneğin cep telefonu ile konuşan bir kadının diğer elinde tuttuğu çanta kadının dikkati dağıldığından hızlı bir şekilde elinden çekilip alınabilir. Bu durumda bahsedilen nitelikli hal uygulanacaktır. Ancak kadının tuttuğu çantayı bırakmaması, direnmesi durumunda failin çantayı alabilmek için icra hareketlerini sürdürmesi, (örneğin kadına vurması ya da sürüklemesi ya da başka bir cebir uygulaması) durumunda bu nitelikli hal değil, başka bir suç tipi olan yağma suçu oluşacaktır.

Hırsızlık suçunun özel beceriyle işlenmesi durumunda da failin yetenekleri sebebiyle bu suçu kolay bir şekilde işlemiş olması cezayı ağırlaştırıcı bir nedendir. Örneğin tokalaşma esnasında mağdurun yüzüğünün çalınması herkes tarafından gerçekleştirilmesi mümkün olan bir eylem değildir. Özel bir el çabukluğu yani beceri gerektirir. Bu durumda nitelikli hal olaya uygulanacaktır.

G- Hırsızlık Suçunun Doğal Bir Afetin Veya Sosyal Olayların Meydana Getirdiği Korku Veya Kargaşadan Yararlanarak İşlenmesi (142/2-c)

Hırsızlık suçunun doğal bir afetin veya sosyal olayların meydana getirdiği korku veya kargaşadan yararlanarak işlenmesi, bir nitelikli unsur olarak belirlenmiştir. Kişinin içinde bulunduğu bazı durumlar, eşyası üzerindeki koruma ve gözetimini zayıflatabilir ve hatta ortadan kaldırabilir. Bu durumdan yararlanarak hırsızlık suçu kolaylıkla işlenebilir.8 Bu durumlara örnek olarak deprem, sel, heyelan, terör saldırısı gibi durumları gösterebiliriz.

H- Hırsızlık Suçunun Haksız Yere Elde Bulundurulan veya Taklit Anahtarla ya da Diğer Bir Aletle Kilit Açmak Veya Kilitlenmesini Engellemek Suretiyle İşlenmesi (142/2-d)

Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için failin elinde daha önceden bulundurduğu anahtar ya da maymuncuk gibi kilidin açılmasını kolaylaştıracak bir aletle suçu işlemesi gerekir. Örneğin önceki bir hırsızlıkta ele geçirilen kasa anahtarı ile kasanın açılmaya çalışması durumunda bu nitelikli hal uygulanacakken, kasanın üzerinde unutulmuş ya da bırakılmış bir anahtarın zaten mevcut olması durumu nitelikli hal kapsamında değerlendirilmeyecektir. Aynı şekilde kilidin kırılmış olması durumunda da nitelikli hal uygulanmayacaktır.

Kilitlenmesini engellemek durumuna da kilidin içine bir kâğıt parçası sıkıştırılmasını ve dolayısıyla kilitlenme işleminin başarısız olmasını, dükkân kepenginin altına taş koyarak kepengin tamamen kapanmasının engellenmesi durumlarını gösterebiliriz.

İ- Hırsızlık Suçunun Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle İşlenmesi (142/2-e)

Bu durumda hırsızlık suçunun tanımında yer alan “bulunduğu yerden alan” ifadesinin somut bir şekilde uygulanması mümkün değildir. Bu nitelikli hal düzenlenmesinde kast edilen internet bankacılığı ya da başka bir sistemde yer alan paranın, fail tarafından rıza dışında kendisinin ya da başkasının yararına farklı bir yere nakil edilmesidir.

Somut olayda bu nitelikli halin uygulanıp uygulanamayacağının belirlenmesi için failin davranışlarında “hile” olup olmadığına bakılması gerekir. Failin hileli davranışlar sonucunda mağduru aldatarak bilişim sistemini kullanmak suretiyle icra hareketlerinde bulunması durumunda hırsızlık suçu değil, bir başka suç olan nitelikli dolandırıcılık söz konusu olacaktır.

J- Hırsızlık Suçunun Tanınmamak İçin Tedbir Alarak Veya Yetkisi Olmadığı Halde Resmi Sıfat Takınarak İşlenmesi (142/2-f)

Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için failin kendini tanınamayacak bir biçimde kamufle etmesi ya da hırsızlık suçunun işlenmesini kolaylaştırmak amacıyla yetkisi olmamasına rağmen resmi bir sıfat takınarak işlenmesi gerekmektedir.

Örneğin failin başına kar maskesi, kilotlu çorap, takma sakal gibi şeyleri geçirmesi durumunda bu nitelikli hal uygulama alanı bulacaktır. Failin tanınmamak için aldığı tedbirlere rağmen kendisini tam olarak gizleyememesi ya da tanınması durumunda nitelikli hal yine uygulanacaktır. Bir başka ifadeyle failin tanınıp tanınmamasının bu nitelikli halin uygulanabilmesi için bir önemi bulunmamaktadır.

Hırsızlık suçunun yetkisi olmadığı halde resmi sıfat takınması durumunda da örneğin failin kendisini üst düzey bir subay olarak tanıtarak bu suçu işlemesini gösterebiliriz. Ayrıca belirtmemiz gereken bir diğer husus failin gerçekten resmi bir sıfata sahip olması durumunda hırsızlık suçunu işlemesi halinde uygulanacak bir nitelikli hal düzenlemesinin bulunmuyor oluşudur.

K- Hırsızlık Suçunun Büyük ve Küçükbaş Hayvan Hakkında İşlenmesi (142/2-g)

Büyük veya küçükbaş hayvanlara karşı yapılacak hırsızlık sürü, ahır, mera gibi yerlerde gerçekleştirilebilir. Kanun koyucu bu düzenleme ile hayvan hırsızlığının önüne geçmek istemiştir.

L- Hırsızlık Suçunun Herkesin Girebileceği Bir Yerde Bırakılmakla Birlikte Kilitlenmek Suretiyle ya da Bina veya Eklentileri İçerisinde Muhafaza Altına Alınmış Olan Eşya Hakkında İşlenmesi (142/2-h)

Hırsızlık suçunun bu nitelikli halinin uygulanabilmesi için hırsızlığın konusu oluşturan taşınır eşyanın koruma altına alınmış olması gerekir. Herkesin girebileceği bir yerde kilitli bir şekilde bırakılan taşınırın (örneğin cadde üzerinde park halinde bulunan kilitli araba) çalınması ya da bina veya eklentileri içerisinde kilitsiz bir şekilde bulunan (örneğin evin garajında ki araba) taşınırın çalınması durumunda bu nitelikli hal uygulanacaktır.

Not: 142/2-h Ek benttir. Hırsızlık suçunun yukarıda belirtilen şekillerde işlenmesi durumunda 5 – 10 yıl arasında hapis cezasına hükmolunur. Hırsızlık suçunun 142/2-b maddesinde belirtilen surette beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kimseye karşı işlenmesi halinde, verilecek ceza 1/3 oranında arttırılır.

M- Hırsızlık Suçunun Sıvı veya Gaz Halindeki Enerji Hakkında ve Bunların Nakline İşlenmesine veya Depolanmasına Ait Tesislerde İşlenmesi (142/3)

Bu nitelikli hal doğalgaz, petrol gibi enerjilerin çalınmasını engellemek amacıyla düzenlenmiştir.

N- Hırsızlık Suçunun Gece Vakti İşlenmesi (143)

Yasa koyucu bu nitelikli hal ile geceleri dinlenmeye çekilen bireylerin huzurunu korumayı amaçlamıştır. Güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat öncesine kadar olan zaman diliminde işlenen hırsızlık suçları gece işlenmiş sayılacak ve verilecek ceza 1/3 oranında arttırılabilecektir.

Örnek Yargıtay Kararları

Sanığın bir apartmanın üçüncü katında oturan yakınanın evine penceresinden girerek para ve bir kısım eşya ile birlikte aldığı otomobil anahtarıyla evden çıkıp hemen evin önünde otoparkta bulunan aracı çalması eyleminde, araya zaman aralığı girmediği ve fiilin kesintiye uğramadan devam ettirildiği gözetildiğinde, zincirleme suç hükümlerinin uygulama yeri bulunmamaktadır. Sanığın eyleminin bütün halinde tek bir hırsızlık suçunu oluşturmakta olup, suça vasıf verilirken eylem bütünlüğü içindeki en ağır niteliğe dayanılması gerekir. Yerel mahkemece bozma üzerine yeni hüküm kurulurken oluşum bütünlüğünün gözetilerek yasanın 61. maddesince temel cezanın tespiti uygundur.9

Sanık tarafından telefon kablolarının çalınmak istenmesi sırasında zorunlu olarak kesilmesi suretiyle, çalınmak istenen malın aynına zarar verildiği anlaşılan olayda, hırsızlık suçu yanında mala zarar verme suçundan ceza verilemeyeceği gözetilmelidir.10

Dava; hırsızlık suçunda etkin pişmanlığa ilişkindir. Sanığın yakalandığında suçunu ikrar edip çaldığı yağları sattığı kişiyi kolluk görevlilerine söylediği, ancak eşyayı sattığı bu kişiden ücretini ödemek suretiyle geri alarak mağdura aynen iade etmek veya bizzat ya da kendi girişimleri sonucu 3. bir kişi tarafından bedelini mağdura ödenmek gibi bir davranışta bulunmadığı anlaşılan somut olayda; sanığın artık üzerinde tasarruf yetkisi bulunmayan yağları sattığı kişiyi söylemesi sonucu yağların satın alan kişiden alınarak mağdura iadesinin T.C.K.nun 168. maddesi anlamında bizzat pişmanlık gösterilerek gerçekleştirilmiş bir iade veya tazmin olarak kabulü mümkün değildir. Bu itibarla 5237 Sayılı TCK’nın 168. maddesi kapsamında etkin pişmanlık şartlarının gerçekleşmediğini kabul eden yerel mahkeme hükmü ile bu hükmü onayan Özel Daire kararında bir isabetsizlik bulunmadığından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.11

Yürüme engelli olan ve bu durumu sanık tarafından da bilinen katılan mağdurun cep telefonunu kapıp kaçan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 142/2-b ( elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle ya da özel beceriyle ) gerekir.12

Yakınana ait aracın, sol ön kapı kilidinin sert bir cisimle kırılarak açılıp, düz kontak yapılarak çalınması eyleminin, 5237 sayılı TCY.’nin 142/1-b maddesine uyan suçu oluşturduğu gözetilmeden, anılan Yasanın 142/2-d maddesi ile uygulama yapılması yasaya aykırıdır.13

“…bilirkişi raporu ve krokisiyle olay yeri fotoğraflarından, suça konu hayvanların, katılanın ikamet ettiği binanın eklentisi niteliğindeki ahırdan çalındığının anlaşılması karşısında; sanığın eyleminin 5237 Sayılı TCK’nin 142/1-b. maddesine uyan suçu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı biçimde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiş…”14

“…Kendisini polis olarak tanıtan sanığın, müştekinin üstünü aradıktan sonra cüzdanında bulunan 500 TL’nin sahte olup olmadığını kontrol etmek için karakola götüreceğini söyleyip olay yerinden uzaklaşması şeklinde gerçekleşen eyleminin, 5237 sayılı TCK’nın 142/2-f. maddesine uyan suçu oluşturduğu gözetilmeden, suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması…”15

Sanığın olay günü önce saat 17.00 sıralarında müştekinin işyerine girerek içerisinde bir miktar para, bilgisayar parçaları ve müştekiye ait aracın anahtarı olan çantayı aldıktan sonra aynı gün saat 24.00 sıralarında müştekinin arabasını çalmaya teşebbüs etmesi şeklinde gerçekleşen olayda, sanığın aynı mağdura karşı aynı suç işleme kararı altında eylemlerini gerçekleştirmesi nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekir. Ceza belirlenirken suçun en ağır cezayı gerektiren hali üzerinden uygulama yapılmalıdır.16

  1. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu 26/1 maddesinde düzenlenen “Hakkın Kullanılması” bir hukuka uygunluk sebebidir.
  2. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu Madde 169: (1) Hırsızlık, güveni kötüye kullanma ve dolandırıcılık suçlarının işlenmesi suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
  3. Yargıtay 15. Ceza Dairesi E. 2011/23971 K. 2012/7309 T. 8.2.2012
  4. Örneğin TCK m.102/3-d maddesince cinsel saldırının birden fazla kişi ile işlenmiş olması nitelikli haldir. Bu durumda failler hem genel hüküm olan TCK m.37 gereğince eylemlerinden dolayı ayrı ayrı cezalandırılacak hem de nitelikli hal sebebiyle cezaları arttırılacaktır.
  5. Şu Karardan Esinlenilmiştir: Yargıtay Ceza Dairesi, Karar Tarihi: 23.02.2006, Esas Numarası: 2004/722, Karar Numarası: 2006/1709.
  6. Esen, Sinan, Malvarlığına Karşı ve Belgelerde Sahtecilik ve Bilişim Alanındaki Suçlar, Adalet Yayınevi, Ankara 2007,s.433
  7. Mülga Ceza Kanununda kamunun yararlanmasına tahsis edilmiş malın çalınmasının nitelikli bir hal olarak kabulü için bu malın resmi dairelerde ve evrak mahzenlerinde ya da umumi müesseselerde muhafaza olunmayan eşyalardan olması şartı aranmıştır.
  8. Madde Gerekçesi
  9. Ceza Genel Kurulu 2007/6-195 E., 2007/197 K.
  10. Ceza Dairesi 2009/7705 E.N , 2011/2208 K.N.
  11. Ceza Genel Kurulu E.N. 2013/13-626 K.N. 2015/7 K.T 17.2.2015
  12. Ceza Dairesi E. 2011/10287 K. 2012/11791 T. 22.5.2012
  13. Ceza Dairesi E. 2008/23322 K. 2009/9273 T. 28.5.2009
  14. 13. Ceza Dairesi Esas N. 2013/5573 Karar N. 2014/7491 Karar T. 5.3.2014
  15. 17. Ceza Dairesi Esas No:2015/828 Karar No:2015/1853 K. Tarihi:06.05.2015
  16. Ceza Genel Kurulu E: 2012/13-1543 K: 2013/257 T: 21.05.2013
M. Tolunay Akay'ın makalelerini beğendin mi? Sosyal medyadan takip et!
İnsanlar Bu Konuyu Tartışıyor.
Yorumları göster Hide comments
Comments to: Hırsızlık Suçu (TCK 141 – 147)
  • 24.07.2019

    Merhabalar ben 29 sgk kodunun e bendinde işten çıkarıldım. Kendi internet hattımı çağrı merkezinde çalışırken indirim tanımlamıştım. Bunun belli olması üzerine beni işten çıkardılar. Ama durum savcılığa yasal mercilere iletilmedi sadece sgk da 29 kodu gözüküyor bu durum benim memur olmama engel olur mu teşekkür ederim.

    Yanıtla
  • 24.07.2019

    Merhaba efendim bn bundan 8 9 ay önce dolmuşta bir yüksek model cep telefonu buldum ve düşüren kişiye veririp vermeme konusunda çok tereddüt yaşadım açıkcası ve en son gaflete kapılıp telefonu kapattım 1 hafta süre zarfında hiç kullanmadım sürekli geri versem mi vermesem mi diye ve en son kullanmak icin cep telefonuna hattımı taktım ve 5 ay bi sure kullandım cep telefonunu ve telefonu maddiyat nedeniyle satmak zorunda kaldım telefoncu arkadaşıma ve dolmuşta bulduğumu söylemedim telefonun i-mail den bulundu sattığım kişi tarafından aranıldım ve ikiletmeden elimdeki herşeyi bırakıp onunla karakola giderek ifade verdim bütün doğruları inkar etmeden anlattım mahkeme tarafından sadece pazar günleri adlı kontrol altında imza atıyorum Benim birde yabancı madde bulundurmaktan denetimli serbestliğe tabiyim bu konuda bana yardımcı olabilir misiniz yazılı olarak ne yapmam gerektiğini bilmiyorum şimdiden soylecekleriniz ve Engin yorymlarinizdan teşekkürleri borç bilirim

    Yanıtla

Bir yanıt verin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ek ekle - Sadece PNG, JPG, JPEG ve GIF desteklenir.

Login

Hoş Geldiniz!

Üye olarak beğendiğiniz yayınları takip edebilir ve içerik oluşturarak siz de katkıda bulunabilirsiniz.
Hepsi Bu
Registration is closed.